
“TÜRKÜDEN POPA, ANADOLU’DAN DÜNYAYA: ESRA ÖZTÜRK’TEN YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ BİR MÜZİK YOLCULUĞU”
Müzik bir dildir; duygunun, zamanın ve değişimin dili… Ve Esra Öztürk, bu dili yeniden yazıyor.
Yıllardır Türk Halk Müziği’nin güçlü yorumcularından biri olarak yüreklere dokunan, sazıyla sözüyle milyonların ruhuna köprü kuran Esra Öztürk, şimdi müzik serüveninde yepyeni bir sayfa açtı…
Ve bu sayfa; sadece şarkıyla değil, dijital devrimle yazıldı.
“Sonu Hüsran” adlı yeni single çalışmasıyla, pop müziğe cesur bir geçiş yapan Öztürk, bu kez dinleyicisine sadece sesini değil, vizyonunu da sunuyor.
Bugüne dek onlarca albüm ve tekli ile halk müziğinin geleneksel ruhunu yaşatan sanatçı, bu projede zamanın ruhunu yakalayarak müziğini yeni kuşaklara taşıyor.
Ama asıl sürpriz…
Bu şarkıya çekilen klipte gizli.
Klip, tamamen yapay zekâ teknolojisi ile tasarlandı.
Ve izleyiciyi adeta bir dijital dünya turuna çıkarıyor:
Bir sahnede Tokyo’nun neon ışıkları,
Sonraki anda Japonya’nın Sakura çiçekleri arasında yankılanan notalar…
Bir bakmışsınız, çölün ortasında Arabistan güneşiyle kavruluyor ses…
Sonra birden Amazon ormanlarının yeşil sessizliği…
Londra’nın gri sokakları, İstanbul’un altın silueti,
Fransa’dan İtalya’ya, Peru’dan Mısır piramitlerine uzanan görsel bir rüya…
Sanki bir ömürlük duygular, bir tek şarkının içinde dolaşıyor.
Ve her coğrafyada aynı soruyu yankılatıyor:
“Bu hikâyenin sonu neden hep hüsran?”
Klipte hiçbir gerçek çekim yok…
Ama duygular gerçekten daha gerçek.
Çünkü yapay zekânın kurguladığı o sanal evrende bile Esra Öztürk’ün sesi gönülden gönüle akan hakiki bir yol buluyor kendine.
Ve bu çalışma, EsraÖztürkProdüksiyon etiketiyle yayınlandı.
Kendi müzik markası altında, özgürce, bağımsızca, duygusunu kimseye teslim etmeden…
Esra Öztürk bu projeyle sadece tarz değiştirmedi.
Aynı zamanda bize şu mesajı da verdi:
“Türkü söyleyen bir kadın, pop da söyler…
Ama her notaya kendi yüreğini koyarak söyler.”
Ve gerçekten de öyle oldu.
“Sonu Hüsran”, sadece bir şarkının adı değil…
Belki de bir hayat hikâyesinin, bir aşkın, bir hayal kırıklığının adıydı.
Ama Esra Öztürk, bu hüsranı bir şarkıya dönüştürüp, onu dünya coğrafyasına serpiştirdi.
Bu şarkı, bu klip, bu adım…
Geleneksel ile modernin, analog ile dijitalin, geçmiş ile geleceğin buluştuğu çok özel bir eşik.
Ve bizler, Esra Öztürk’ün sesinde yine o tanıdık sızıyı hissediyoruz.
Ama bu kez, hüzün sadece Anadolu’da değil…
Amazon’da, Paris’te, Tokyo’da da yankılanıyor.
İşte müzik bu:
Bir sesi dünyaya taşımak, bir yüreği sonsuzluğa fısıldamak…
Esra Öztürk bunu başardı.